top of page
Yazarın fotoğrafıAv. Erdem Ustaoğlu

Yargıtay Kararları Doğrultusunda Adli Arama Ve Önleyici Arama

Güncelleme tarihi: 2 Oca


Adli ve önleyici arama birçok insanın kafasında soru işaretlerine sebep olan ve bir

şekilde günlük hayatta muhakkak karşılaşılan bir durumdur. Aracınızla giderken polis

ekiplerince bagajınızın aranmak istenmesinden bir konser alanına girerken çantanızın

aranmasına kadar hayatımızın her alanında bu aramalara maruz kalmaktayız. Peki bu

aramalar ne denli yasal ve bu aramalar sonucu ele geçirilen deliller ne kadar hukuka uygun?


Türk Ceza Kanununu madde 120.

”Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine

üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”

Adli ve önleyici arama için birçok yasal düzenleme mevcuttur, bunların başında Ceza

Muhakemesi Kanunu ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği gelmektedir.


Arama kararını kim verebilir?

Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının,

Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk

görevlileri arama yapabilirler.


Arama karar veya emrinde belirtilmesi gereken unsurlar nelerdir?


a) Aramanın nedenini oluşturan fiil,

b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya,

c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi.

** Arama kararında yukarıda belirtilen unsurlardan herhangi biri bulunmuyorsa arama

kararı usulüne uygun verilmiş bir karar değildir ve arama sonucunda suça konu

unsurlar bulunsa dahi mahkeme tarafından hükme esas alınamaz.


Haksız aramaya maruz kaldım nereye başvurabilirim?


Haksız aramada dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Aramanın yapıldığı tarihten itibaren 8 yıl

içinde haksız aramaya maruz kaldığınız yerdeki asliye ceza mahkemelerine başvurabilirsiniz.


Şüpheli veya Sanıkla İlgili Arama CMK Madde 116


(1) Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe

varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler

aranabilir


Bu madde şüpheli veya sanık konumundaysanız yetkili kolluk kuvvetinin sizi hangi

şartlarda arayabileceğinden bahisle makul şüpheyi yeterli görmüş ve bunun üstünüzü

eşyalarınızı ve konutunuzu aramak için yeterli saymıştır. Ancak polisin makul şüphesi şahsi

tecrübesine ve meslek hayatındaki deneyimle birlikte harmanlandığı zaman bazen ortaya

haksız aramalar da çıkabiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında makul

şüphe, ''kişinin suç işlediği konusunda, objektif gözlemciyi iknaya yeterli olgu ve

bilgilerin bulunması'' olarak tanımlanmıştır.


Yargıtay 2. Ceza Dairesi E. 2012/29290 K. 2013/27219

‘’Gündüz vakti cadde üzerinde yürürken kolluk güçlerince durdurulan sanığın elinde bulunan

poşetin ve üzerinin aranması için ortada "makul şüphe"yi gerektiren olgular ve buna bağlı

olarak da arama kararı ya da emri verilebilmesinin koşulları bulunmadığı halde, sanık

hakkında yalnızca "çeşitli suçlardan kaydı bulunduğu” gerekçesiyle hukuka aykırı bir

şekilde yapılan arama sonucu elde edilen deliller ile buna ilişkin düzenlenen tutanağa

dayanılarak, atılı hırsızlık ve 6136 Sayılı Yasa'ya aykırılık suçlarından dolayı’’ sanığına

verilen cezayı bozmuştur.


Diğer Kişilerle İlgili Arama CMK Madde 117


(1) Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi

amacıyla, diğer bir kişinin de üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler

aranabilir.

(2) Bu hâllerde aramanın yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen

yerlerde bulunduğunun kabul edilebilmesine olanak sağlayan olayların varlığına

bağlıdır.

(3) Bu sınırlama, şüphelinin veya sanığın bulunduğu yerler ile, izlendiği sırada girdiği

yerler hakkında geçerli değildir.


Kanun burada arama yapmak için yine bir sebep göstermiş ve bu aramanın yapılmasını

şüpheli veya sanığın yakalanabilecek olma ihtimaline dayandırmıştır. Şüpheli şahsın

yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilmesi için olayla bağlantı kişilerin eşyası üstü ve

konutu aranabilmektedir. Bu durum geniş yorumlanmaması gereken bir durumdur. Kolluk

kuvveti arama yapacağı durumlarda mesleğinin gerektirdiği tecrübe ve deneyimle hareket

etmeli, ancak sonuca ulaşmasında yardımcı olacak hususlarda arama yapmalıdır.


Yargıtay 12. Ceza Dairesi E. 2013/24450 K. 2014/938


‘’Bu ilkeler ve belirlemeler ışığında değerlendirme yapıldığında, hakkında yapılmakta olan bir

soruşturma ve kovuşturmanın bulunması veya suç ihbarı üzerine işin esası araştırılıp şüpheli

veya sanığın yakalanması veya suç delillerinin bulunduğu hususunda “makul şüphe”

değerlendirmesi, başka suretle delil elde edilme imkanının bulunup bulunmadığı ve buna ait

somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, yukarıda belirtilen Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesinin kararındaki ölçütler de nazara alınarak, arama kararı verilmesi gerekirken;

davacının konutunda “uyuşturucu maddelerden olan esrar maddesi ve yasak niteliğe

haiz iki adet kaleşnikof silah bulunduğuna” ilişkin isimsiz telefon ihbarı üzerine,

CMK’nın 160. maddesi gereğince, yetkili Cumhuriyet savcılığınca işin gerçeği

araştırılmaya başlanmadan, ortada makul şüphe olduğuna dair bir delil ve başka kişi

veya olaylar hakkında yapılan bir soruşturma da bulunmadığı dikkate alındığında,

yapılan aramanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarındaki ölçüt ve ilkelere

uygun olmadığı dolayısıyla hukuka aykırı olduğu anlaşılan arama kararı nedeniyle,

davacı lehine makul miktarda bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı

gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup bozma sebebidir,’’


Gece Yapılacak Arama CMK Madde 118


(1) Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz.

(2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmış veya gözaltına

alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması

amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz


CMK 118. Maddede gece vakti konut, işyeri ve diğer kapalı yerlerle bunların

eklerinde arama yapılamayacağından bahsetmiş 2. Fıkrada ise suçüstü veya gecikmesinden

sakınca bulunan hallerde yapılabileceğinden bahsederek bunun istisnasına yer vermiştir.


Yargıtay 19. Ceza Dairesi E. 2015/11814 K. 2015/7519


‘’Somut olayda, sanığa ait işyerinde korsan CD satıldığı anonsu üzerine Hakim kararı

olmaksızın 26.09.2011 günü gece vakti belirtilen yerde kolluk tarafından yapılan arama

sonucunda, suça konu eşya bulunup el konulmuş ise de arama işlemi 5271 sayılı CMK’nın

118/1. maddesindeki "konutta, iş yerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama

yapılamaz" 119. maddesinin 1. fıkrası hükmüne aykırı olarak “Hâkim kararı üzerine veya

gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına

ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama

yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda

arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet

savcısının yazılı emri ile yapılabileceği” belirtildiğinden sanığın beraati yerine yazılı

şekilde mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır’’ demek suretiyle gece yapılan

aramada suç unsuru deliller bulunmuş olsa dahi hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan

hallerde cumhuriyet savcısının yazılırı emri bulunmadığı için suç unsuru delilleri hükme esas

almamış ve sanığa bu suçlardan dolayı ceza verilmesini kanuna aykırı sayarak bu kararı

bozmuştur.


Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği kanunlarla düzenlenen adlî ve önleme

aramasına karar verme yetkisi ile aramaların uygulanmasında uyulacak esas ve usulleri

göstermektir. Bu Yönetmelik, kolluk tarafından, kişilerin üstlerinin, eşyasının, araçlarının,

özel kâğıtlarının, konut, işyeri ve eklentilerinin aranmasında uyulacak esas ve usulleri kapsar.

Adli arama ve önleme araması arasındaki en büyük fark adli aramanın bizzat sizin için

çıkartılmış olmasıdır. Örneğin önleme aramasında dayanılarak aracınız aranamaz bu aramayıyapmak için isminize veya aracınızın plakasına çıkartılmış bir arama emri bulunması gerekir.


Yönetmeliğin 7. Maddesinde Adlî aramaya karar verme yetkisinden bahsetmiş ve bu yetkinin

hâkime ait olduğunu belirtmiştir. Kolluk, arama kararı alınmasını talep ettiği durumlarda,

makul şüphe sebeplerini belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor hazırlar ve Cumhuriyet

savcısına başvurur. Hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet

savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk âmirinin yazılı emriyle

arama yapılabilir.


Görüldüğü üzere arama yapma yetkisi kolluk kuvvetinin insiyatifinde değil üst

makamların talimatları doğrultusunda yapılır. Bu şartlar gerçekleşmeden yapılan arama

hukuka aykırıdır.


Arama talep, karar veya emrinde;


a) Aramanın nedenini oluşturan fiil,

b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya,

c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi,

d) Aranılacak eşyanın elde edilmesi hâlinde el konulup konulmayacağı, açıkça gösterilir.

Cumhuriyet başsavcılıklarınca, arama ile ilgili kararları vermek üzere, yirmi dört saat süreyle

nöbetçi Cumhuriyet savcısı görevlendirilir.


Yönetmeliğin 8. Maddesinde arama kararı alınmadan doğrudan arama

yapılabilecek durumlar belirtilmiştir


a) Hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri veya zorla getirme kararı bulunan kişi ile

hakkında gıyabî tutuklama kararı verilen kaçak yakalandığında üstünde, yakalanması

amacıyla konutunda, işyerinde, yerleşim yerinde, bunların eklentilerinde ve aracında

yapılacak aramada, 1

b) Hâkim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile veya kolluk tarafından doğrudan

yakalanan kişinin, kendisine, başkalarına veya yakalama işlemini yapan kolluk görevlilerine

zarar vermesini önlemek amacıyla yapılacak kaba üst aramasında,

c) Gözaltına alınan kişinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan üst aramasında,

d) Herhangi bir sebeple hukuka uygun şekilde yakalandıktan sonra kolluk güçlerinin elinden

kaçmakta olan kişilerin veya işlenmekte olan veya henüz işlenmiş olan veya pek az önce

işlendiğini gösteren belirtilerin olduğu suçun failinin yakalanması amacıyla takibi sırasında

girdikleri araç, bina ve eklentilerinde yakalanması amacıyla yapılacak aramalarda,e)

1) 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası

kapsamında gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya sakladığından kuşkulanılan

kişilerin üzeri, eşyası, yükleri ve araçlarının gümrük kontrolü amacıyla gümrük görevlilerince

aranmasında,

2) 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası

kapsamında Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden

girilmesi, çıkılması ve geçilmesi yasak olan gümrük bölgesinde rastlanacak kişi ve her nevi

taşıma araçlarının yetkili memurlar tarafından durdurularak bu kişilerin eşya, yük ve üzerleri

ile varsa taşıma araçlarının aranmasında,

f) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24 üncü maddesindeki kanunun hükmü ve âmirin emrini

yerine getirme, 25 inci maddesindeki meşru savunma ve zorunluluk hâli ve 26 ncı

maddesindeki hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası ile diğer kanunların öngördüğü hukuka

uygunluk sebepleri ve suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler

bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım

çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için.


Kolluk kuvveti kişileri ve araçları;


a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,

b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasınısağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin

faillerinin kimliklerini tespit etmek,

c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,

ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik

mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek, amacıyla durdurabilir. Durdurma yetkisinin

kullanılabilmesi için,“umma” derecesinde makulşüphe bulunmalıdır. Somut emarelerle

desteklenen şüphe bulunmadan, süreklilik arzedecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak

şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

Usulüne uygun yapılan bir arama, arama kararına konu edilmeyen bir suç unsuru delil

elde edilirse; bu delil koruma altına alınır ve durum Cumhuriyet başsavcılığına derhâl

bildirilerek el koyma işlemini gerçekleştirmek için Cumhuriyet savcısından yeni bir yazılı

emir istenir. Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk âmirinin yazılı emriyle

kolluk görevlileri el koyma işlemini gerçekleştirebilir.



551 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page