top of page
Yazarın fotoğrafıAv. Erdem Ustaoğlu

8. Yargı paketi tüm değişiklikler (KARŞILAŞTIRMALI)

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE 659 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ


Ustaoğlu hukuk 8. yargı paketi
8. Yargı Paketi Karşılaştırmalı Maddeler


Yargı hizmetlerine erişimin etkin bir şekilde sağlanması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin kabul gördüğü toplumların temel hedefleri arasında yer almaktadır. Zaman içinde sürekli yeni boyut kazanan yargı hizmetlerine erişim, bu hizmetlerin kalitesinin artırılmasını ve etkin bir şekilde verilmesini de kapsamaktadır. Ülkenin gelişen ve değişen şartları nazara alınarak uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, yargı hizmetlerinin daha nitelikli sunumu için düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda Teklifle, önemli değişiklikler yapılmakta ve yenilikler getirilmektedir.


Süreler, muhakeme hukuku tarafından sistemli bir biçimde düzenlenen ve modern hukuk tarafından benimsenen kurumlardan biridir. Bu kurum, yargılamanın hızlı ve düzenli ilerlemesi bakımından önemli bir görev ifa etmektedir. Ceza ve hukuk yargılamasında, kanun yollarına başvuruda farklı sürelere yer verilmesi, muhakeme süjelerinin adalete erişimini güçleştirebilmekte, hak arama yollarının kullanılmasında karışıklığa sebebiyet verebilmekte ve hak kayıplarına neden olabilmektedir. Bu sorunların önlenebilmesi için sürelerin olabildiğince yeknesak hâle getirilmesi gerekmektedir.


Teklifle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile bazı kanunlarda düzenleme yapılarak kanun yolları bakımından “gün” olarak belirlenen sürelerin “hafta” ve “ay” şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir. Böylelikle ceza muhakemesi hukukundaki süreler ile medeni usul hukukundaki süreler arasında uyum sağlanmakta ve hak arama yollarının kullanılmasında kişilerin olası hak kayıplarının önlenmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılması, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amacıyla kanun yollarına ilişkin başvuru sürelerinin, hükmün tefhimi yerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlamasına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır.


Anayasa Mahkemesi tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun özgürlüğü bağlayıcı ceza nedeniyle vesayet altına alınma ve koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin hükümleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kaçak sanık, basit yargılama usulüne itiraz ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri hakkında iptal kararları verilmiştir. Bu kararların oluşturacağı hukuki boşluğun doldurulması ve uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla düzenlemeler yapılmaktadır.

Teklifle, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla bir güne karşılık gelen adli para cezasının miktarı artırılmakta, buna bağlı olarak mahsup, önödeme ve istinaf kanun yoluna başvuru hükümlerinde yer alan parasal sınırlar değiştirilmektedir.


Ceza yargılamasında kabul edilen koruma tedbirleri, yargılama sürecinde bir cezalandırma aracı değil, soruşturma ve kovuşturmaların daha etkin bir şekilde yürütülebilmesi için kabul edilmiş tedbirlerdir. Bu tedbirlerin yanlış veya haksız uygulanması durumunda meydana gelebilecek zararların tazmini, hukuk devletinin bir gereği olarak benimsenmiş ve Yargı Reformu Strateji Belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planında bu yönde faaliyetler belirlenerek, daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi oluşturulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda ceza yargılama süreçlerinde yaşanabilen mağduriyetlerin niteliğine uygun olanlarının daha etkin, kapsamlı, güvenli, hızlı ve az masraflı bir yöntemle telafi edilmesi için ilave güvenceler geliştirilmektedir.


Teklifle, bazı adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasından mağdur olan kişilere, tutuklamada olduğu gibi tazminat talep etme imkânı getirilmektedir. Ayrıca, tazminat talep edilebilecek hallerden bir kısmı bakımından idari bir başvuru yolu ihdas edilmektedir. Bu kapsamda “tespiti ve karşılanması herhangi bir yargılama yapılmasını gerektirmeyen” tazminat istemlerinin 6384 sayılı Kanunla kurulan Komisyon tarafından incelenmesi hükme bağlanmaktadır.


Adil yargılanma hakkının öncelikli unsurlarından biri makul sürede yargılanma hakkıdır. Ülkemizde son yıllarda, yargı hizmetlerinin sunumunda kalite ve etkinliğin artırılmasına yönelik birçok düzenleme yapılmış, yargı hizmetlerinin hızlandırılması amacıyla kararlı adımlar atılmıştır. Öncelikle istinaf kanun yolunun oluşturulması ve ardından yargıda hedef süre uygulamasına başlanması gibi adımlar, gelinen aşama itibarıyla yargı süreçlerindeki gecikmelerin önüne geçilmesinde dikkate değer sonuçlar ortaya koymaktadır.


Makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilenlerin başvurabileceği idari veya yargısal bir yol bulunmadığından bu kişiler doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmaktadır. Anayasa Mahkemesi 5/7/2022 tarihli ve 2021/58970 başvuru numaralı kararında makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle ortaya çıkacak zararların tazmin edilmesi için bireysel başvurudan önce etkili bir başvuru yolunun kurulması gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi son olarak 25/7/2023 tarihli ve 2023/18536 başvuru numaralı kararında başvurunun düşmesine ve makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulara ilişkin etkili bir başvuru yolu oluşturulduktan sonra bu konudaki başvuruların incelenebileceğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin anılan kararları uyarınca uzun yargılamadan kaynaklı ihlal iddiaları bakımından daha kolay erişilebilir, hızlı işleyen ve birincil nitelikte bir başvuru yolu oluşturulmakta ve ilgiliye 6384 sayılı Kanunla kurulan Komisyona müracaat imkânı tanınmaktadır. 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun hazırlık sürecinde 24 Ekim 1995 tarihli ve 95/46/AT sayılı Kişisel Verilerin İşlenmesi Bakımından Bireylerin Korunması ve Bu Tür Verilerin Serbest Dolaşımı Hakkında Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi nazara alınmıştır. Kanunun yürürlüğe girmesinden iki yıl sonra bu Direktif yürürlükten kaldırılmış ve daha ayrıntılı düzenlemeler içeren 2016/679 sayılı Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (General Data Protection Regulation–GDPR) 28/5/2018 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Genel Veri Koruma Tüzüğünün yürürlüğe girmesinden sonra çeşitli eylem planlarında 6698 sayılı Kanunun, Tüzük nazara alınarak güncellenmesi hedefine yer verilmiştir. 2021 yılında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planında, Ekonomi Reformları Eylem Planında ve 2024-2026 Orta Vadeli Programda GDPR’a uyum sağlanması hedeflerine yer verilmiştir. Bu kapsamda Teklifle öncelikle ihtiyaç duyulan özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartları ile yurt dışına veri aktarımına ilişkin hükümlerde değişiklik yapılmaktadır.

Teklif, yukarıda açıklanan gerekçelerle hazırlanmıştır.


MADDE 1



Başlaması ve bitmesi :

Madde 19 – (Değişik: 18/2/1965-538/12 md.)

Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.

 

Ay veya sene olarak tayin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son gününde biter.

 

 

Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter.

Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.

 

Başlaması ve bitmesi :

Madde 19 – (Değişik: 18/2/1965-538/12 md.)

Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.

 

Ay veya sene olarak tayin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü işlemeye başlamış ise biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son gününde biter. Müddet, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde biter.

 

Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter.

Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır.

 

ÇERÇEVE

MADDE 1- 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Müddet, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde biter.”

 


GEREKÇE

MADDE 1- Maddeyle, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasına cümle eklenmektedir. Teklifle, 2004 sayılı Kanunda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiğinden bu değişikliğe uyum sağlanması amacıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki benzer hükümler de dikkate alınarak düzenleme yapılmaktadır. Buna göre süre, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecektir.

 

 

 

 


MADDE 2

MADDE 3

MADDE 4

MADDE 5

MADDE 6

MADDE 7

MADDE 8

MADDE 9

MADDE 10

MADDE 11

MADDE 12

MADDE 13

MADDE 14

MADDE 15


1.280 görüntüleme2 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

2 Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Guest
Feb 28

Yargı paketi yürürlüğe girerse 200 gün yatari olan kişinin cezasında indirim olur mu.3 ay kaldı denetimlige çıkmasına.erken tahliyesi olur mu

Like

Guest
Feb 21
Rated 5 out of 5 stars.

Ne zaman çıkar?

Like
bottom of page